
Kuir Dating Sahnesinde Femfobi
[Bu yazıda kullanılan verilerin yayımlanmasında katılımcıların rızası olup veriler yalnızca bilimsel amaçlarla kullanılmak üzere toplanmıştır.]
[İçerik Uyarısı: Bu yazıda okuduklarınız geçmişte yaşadığınız olumsuz deneyimleri hatırlatabilir.]
Romantik ilişkilenmeler, randevulaşma ve flört etme hali veya bir şemsiye terim olarak dating; hepimizin değil ama birçoğumuzun hayatının önemli bir koltuğunda oturan, kendine özgü dinamikleri ve kültürü olan, arkadaşlarımızla kahve eşliğinde arayı kaparken kimi zaman gülerek kimi zaman da kalp kırıklığıyla deneyimlerimizi paylaştığımız bir sosyalleşme biçimi. Günden güne de bu sosyalleşme biçimi gelişen teknolojinin getirdiği çeşitli uygulamalar aracılığıyla daha da popülerleşiyor. İstatistiklere göre 2022 yılı bitmeden çevrim içi dating hizmetlerinin dünya çapında 413 milyon aktif kullanıcıya ulaşması bekleniyor [1].
Dating’in artan popülaritesini bir kenara koyarak bu sosyalleşmenin kendine özgü bir kültürü olduğunu ve kültür adı altında birtakım problemleri beraberinde getirdiğini anlamak, düşünmek önemli. Özellikle bu zamana kadar üzerine yazılıp çizilen flört şiddetinin bu kültür içerisinde nasıl beslendiğini daha büyük kapsamlarda incelemeliyiz diye düşünüyorum. Ben de bu yazıda kuir dating sahnesinde flört şiddetinin bir uzantısı olarak değerlendirilebilecek femfobinin ne şekilde meydana geldiğini ve kuir öznelerin femfobiyi nasıl deneyimlediğini, geçen lisans dönemimde aldığım bir ders için yaptığım araştırmadan elde ettiğim bulgular ışığında ortaya koymaya çalışacağım.
Femfobi Nedir?
Öncelikle femfobi dediğimizde neyden bahsediyoruz, femfobi nedir? Femfobi; feminenliği değersizleştirme/değersiz görme, küçümseme veya düzene uydurma girişimlerini belirtmek için kullanılan bir terim [2]. Ayrımcılığın sebebini cinsiyete indirgemek noktasında kadın düşmanlığından (mizojini) ayrılan femfobinin, hedefine eril ideolojinin tasvip ettiği biçimde “adam gibi adam” olmayan herkesi koyduğu söylenebilir [3][4][5]. Femfobi, elbette ki LGBTIQ+ topluluklarında da kendini var etmektedir ve kuir olmak kimseyi femfobiden azade etmez. Araştırmalar gösteriyor ki Grindr gibi kuir dating uygulamalarında beyazlığı, maskülenliği, kaslı ve fit olmayı kucaklayıp beyaz olmayan, feminen, şişman vücutları “istenmeyen, arzulanmayan ve değersiz” olarak damgalayan eril bir bakış açısı hâkim [6]. Bir diğer yandan görüyoruz ki, çevrim içi dating platformlarında femfobi, “feminen istemiyorum”, “yalnızca maskülen maskülene,” gibi deyişlerle masum ve romantik arzularmış gibi servis ediliyor [7] — arzularımız bu sistemlerden bağımsızmış gibi!
Ben yaptığım araştırma sonucunda, kuir dating sahnesinde femfobinin başlıca şu üç tema etrafında deneyimlendiğini keşfettim: Feminenlerle Flörtleşmeye Dair Daha Az İstek, Cinsel İlişkilerdeki Rollere Dair Ön Kabuller ve İçselleştirilmiş Femfobi.
Feminenlerle Flörtleşmeye Dair Daha Az İstek
Araştırma adına katılımcılarla yaptığım görüşmelere göre kuir dating sahnesinde femfobinin en ağırlıklı olarak deneyimlendiği tema, feminen olan/varsayılanların kuirler arasında flörtleşmeye dair daha az istenmesiydi. Kendini feminen olarak tanımlayan veya öyle algılandığını onaylayan katılımcıların hepsi, eğer daha az feminen olsalardı –hatta hiç feminen olmasalardı– flört sahnesinde daha çok arzulanacakları konusunda hemfikirler. İstisnasız tüm katılımcılar, flört sahnesinde “feminen olmaları” gerekçesiyle karşılarındaki tarafından en az bir kez reddedilmişler.
Katılımcılardan biri, saçı kısayken saçını uzun kullandığı zamanlara kıyasla çevrim içi dating uygulamalarında çok daha fazla kişiyle eşleştiğini aktarırken uzun saçın “feminen” varsayılmasını buna kanıt olarak sayıyor. Bir diğer katılımcıysa gittiği bir randevuda karşısındakinin “hayal kırıklığına uğradığını” öğreniyor. Hayal kırıklığının sebebi ise kişinin katılımcıdan “daha maskülen” olmasını beklemesiymiş.
Bu deneyimler, bize femfobinin apaçık ve sansürlenmeden meydana gelebildiğini gösteriyor. Diğer yandan, femfobi farklı bir katılımcı tarafından daha örtük bir şekilde deneyimlenmiş. Örneğin, direkt feminen olduğu gerekçesiyle reddedilmek yerine, “makyajsız daha çekicisin” veya “kısa saç sana daha çok yakışıyor” gibi cümlelerle değersiz hissettirilmiş. Aynı katılımcı feminen olduğu anlaşıldığında çoğu zaman karşısındaki tarafından friendzone’landığını da ekliyor.
Cinsel İlişkilerdeki Rollere Dair Ön Kabuller
Araştırma sonucunda keşfettiğim şuydu ki, kuir dating sahnesinde, cinsel ilişkilerimizdeki rollerimiz bile cinsiyet ifadelerimizle ilişkilendiriliyor. Femfobinin bir sonucu olarak, feminen olmak demek bazıları için cinsel ilişkide “penetre edilen kişi” olmak anlamına geliyor. Katılımcıların hepsi cinsel ilişkilerinde penetre edilen, edilgen veya yaygın kullanımıyla “pasif olarak” varsayıldıklarını belirttiler — öyle olmasalar bile.
Feminen olanın/varsayılanın penetre edilenle, pasif olanla ilişkilendirilmesinde hegemonik erkeklik ideolojisinin ve patriyarkal kodların feminen olmayı kadın olmakla, kadın olmayı da pasif olanla, cinsel ilişkide penetre edilenle eşitlemesinin etkilerini görmek pek zor değil.
İçselleştirilmiş Femfobi
Kuir dating sahnesinde femfobinin katılımcılarda yankılandığı bir diğer tema ise katılımcıların maruz kaldıkları femfobiyi içselleştirmesi. Tüm katılımcılar, zaman zaman kendilerini maskülen olarak sunmak zorunda hissettiklerini açıkladılar.
Örneğin bir katılımcı, bunun kendince korkunç bir taviz vermek olduğunu düşünmesine rağmen daha maskülen görünmek adına saçlarını kestireceğini ve bu sayede dating sahnesinde daha fazla yer alabileceğini söyledi. Başka bir katılımcı, maskülen görünebilmek adına, zaman zaman farkında olmadan kendini vücut kıllarını sevmeye zorladığından, daha kaslı görünmeye çalıştığından ve renkli kıyafetleri daha az giydiğinden bahsetti. Farklı bir katılımcı, çok daha fazla ilgi gördüğünü düşündüğünden, dating sahnesinde ilgiyi maskülen özelliklerine çekmeye çalıştığını belirtti. Bir diğer katılımcı ise femfobiyi içselleştirmesinin onu kendini sorgulamaya daha çok ittiğinden ve femfobiye maruz kaldıkça beden disforisini çok daha yoğun hissettiğinden bahsetti.
Bir diğer katılımcının sözlerini ise alıntılamak istiyorum çünkü flört sahnesinde femfobi kültürünün dinamiklerini çok iyi yansıttığını düşünüyorum:
“Cinsiyet ifadeleri de en az cinsiyet kadar ikili hale getirilmiş durumda. Flört sahnesinde insanlar bizden %100 feminen ya da %100 maskülen olmamızı bekliyor.”
Ne Öneriyorum?
Bu yazıda sunduğum bulguların çok kısıtlı bir örneklemden elde edildiğini hatırlatmakla birlikte kısıtlı bir örneklemde bile üç majör femfobi teması ortaya koyabildiğimizi söylemek istiyorum. Femfobi, uluslararası kaynaklarda bile az incelenen bir konsept ve çalışmalar çoğunlukla femfobiyi farklı yönleriyle inceliyor. Flört kültürü ve femfobi arasındaki ilişkinin hem uluslararası hem de yerel çalışmalarda daha çok incelenmesi gerektiğine inanıyorum.
Kuir olmayan ilişkilenmelerde olduğu kadar flört şiddetinin kuir ilişkilerde de kendini var ettiğini anlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Arzularımızın toplumsal kodlardan bağımsız olmadığını ve sorgulamaya açık olduğunu hatırlamalıyız.
Kaynakça
[1] https://www.statista.com/chart/24165/online-dating-penetration-rate-revenue-selected-countries/#:~:text=According%20to%20Statista’s%20Digital%20Market,revenue%20globally%20through%20paid%20subscriptions.
[2] Hoskin, R. A. (2020). “Femininity? It’s the aesthetic of subordination”: Examining femmephobia, the gender binary, and experiences of oppression among sexual and gender minorities. Archives of Sexual Behavior, 49(7), 2319–2339. https://doi.org/10.1007/s10508-020-01641-x
[3] Thompson, E. H., & Pleck, J. H. (1986). The structure of male role norms. American Behavioral Scientist, 29(5), 531–543. https://doi.org/10.1177/000276486029005003
[4] Bosson, J. K., Prewitt-Freilino, J. L., & Taylor, J. N. (2005). Role rigidity: A problem of identity misclassification? Journal of Personality and Social Psychology, 89(4), 552–565. https://doi.org/10.1037/0022-3514.89.4.552
[5] Türkoğlu, B. & Sayılan, G. (2022). How is masculinity ideology related to transprejudice in Turkey: the mediatory effect of femmephobia, Psychology & Sexuality, 13(1), 86-100, DOI: 10.1080/19419899.2020.1870541
[6] Conte, M. T. (2018). More fats, more femmes: A critical examination of fatphobia and femmephobia on Grindr. Feral Feminisms, 7, 25-32.
[7] Shuckerow, D. (2014). Take off your masc: The hegemonic gay male’s gender performance on Grindr [Bachelor’s Thesis, Columbia College Chicago].
Bir Yorum Bırakın.